top of page
ayna
Semih Çelenk
her akşam başka bir morla
boyuyor kendini
muhacir bir ressammış
bakkalın söylediği
hayat
müebbet bir med cezir
durmadan iskeleye vuruyor
bir telaş bir koşuşturma
zeytin çiçekleri mi ona
o mu zeytin çiçeklerine
tarih yazarmış bir gün
kahvedeki konuşmalar böyle
karadağ
onda bakıyor kendine
kenarsız aynası göğün
kumlanmış önü arkası
bir şaman kapısı yerde
uçmağa doğru
kayıkları sahneye çağırıyor
yaz akşamları gölgelerle
yaldızlı yollar çiziyor karanlıkta
köyde kimse bilmiyor yaşını
kimin kınasından
kimin ölümünden önceydi
hep burada mıydı
balıkçılar bilse de
söylemezler bu sırrı
naciye’nin dediği
hep susarlarmış sabah akşam
kıyıya doğru
bottom of page